Açlık denince akla genelde son besin tüketiminin üzerinden birkaç saat geçtikten sonra kan şekerinin belirli bir seviye altına düşüp beynin birtakım hormonlar sentezleyerek bireyi yemek aramaya yönlendirme hali gelir. Ancak bazen tıka basa yenilen öğünden sonra bile bireylerin canı tatlı veya yağlı besinler isteyebilir. Peki bu nasıl mümkün olabilir? Bu noktada devreye hedonik açlık giriyor. Hedonik açlık son zamanlarda popülerleşen ve üzerinde sıkça çalışmalar yapılan bir konu haline geldi. Bizler de bu konuyla ilgili kapsamlı bir araştırma yaptık. Sizleri daha fazla meraklandırmadan konuya geçelim. Keyifli okumalar.
Hedonik Açlık Nedir?
Hedonik açlık, homeostatik açlıkla karakterize olan fizyolojik kalori ihtiyacının aksine, oldukça lezzetli yiyecekleri yalnızca zevk için tüketmeyi sağlayan iştah artırıcı bir dürtüdür. Lezzetli olarak kabul edilen gıdalar, kan şekerini daha hızlı yükseltip enerji depolarını hızla dolduran, kalori açısından yoğun olabilen ve tüketici üzerinde ödül veya zevk etkisi yaratabilen gıdalardır. Bu nedenle, yüksek karbonhidratlı ve yüksek yağlı gıdalar lezzetli olarak kabul edilebilir.
Homeostatik ve Hedonik Açlık Ayrımı
Açlık, homeostatik açlık ve hedonik açlık olmak üzere iki sürece ayrılabilir. Homeostatik açlık, bir enerji eksikliğinin öznel deneyiminden kaynaklanır ve normal biyolojik olarak uyarlanabilir yanıt, eksikliği gidermek için yeterli sayıda kalori almaktır. İhtiyaca dayalı açlığın bu biçiminin laboratuvar kontrollü ortamlar dışında ölçülmesi zordur ve hedonik açlık ya da kalori açığı dışındaki nedenlerle yemek yemeye kıyasla oldukça lezzetli, yoğun enerjili gıdaların tüketimiyle daha az ilgisi olabilir. Hedonik açlık, metabolik ihtiyacın yokluğunda yemek yemeyle ilişkili beklenen hazzın iştahlı dürtü deneyimidir ve metabolik ihtiyaç olmadığında yemek için hayali bir arzuyla birleşir. Bu durumda kişi yemeğe ihtiyaç duymaktan ziyade yemek ister.
Hedonik Açlığı Etkileyen Faktörler Nelerdir?
Hedonik Açlık ve Uyku İlişkisi
Uykusuzluğun iştahı ve besin alımını uyardığı bilinmektedir. Bu da uykusuz bireylerin ödüllendirici besin uyaranına daha hassas olduklarını göstermektedir. Daha yağlı, daha tuzlu ve daha kalorili olan yiyeceklere karşı duyulan istek ve hazda artış olmaktadır. Yapılan çalışmalarda yetersiz uyku veya tamamen uykusuzluk durumlarında bireylerin besin tüketiminde daha büyük porsiyonlar tercih ettikleri gözlemlenmiştir.
Hedonik Açlık ve Obezite İlişkisi
Yüksek kalorili ve lezzetli yiyecekler, bunlara kolay ulaşılabilirlik, büyük porsiyonlar, besin ortamındaki değişiklikler obezojenik bir çevre oluşturmaktadır. Bu tarz besinlerin tüketimi ile yüksek oranda tuz, şeker ve yağ alımına bağlı olarak obezite ve obezitenin yol açtığı hastalıklarda artış görülebilmektedir. Obez bireylerde, obez olmayanlara göre daha yüksek hedonik açlık gözlemlenmiştir. Hafif şişman veya obez olan bireylerde zayıflama programlarına daha fazla katılım ile hedonik açlıkta azalma ve daha fazla ağırlık kaybı sağlanmıştır. Bu bireylerde hedonik açlığın iyileşmesi ile ağırlık kaybı arasında ilişki olduğu gösterilmektedir.
Hedonik Açlık ve Diyabet İlişkisi
Diyabet tanısı alan bireylerin genellikle kan şekeri yüksektir. İnsülin direnci mevcuttur ve bireyler aç veya tok olma durumları fark etmeksizin tatlı tüketimine zaafları vardır. Özellikle Tip2 diyabet tanısı alanlarda yüksek BKİ değerleri gözden kaçmamaktadır. Bu bireyler ideal kalori miktarlarının sürekli olarak üzerinde kalori aldıkları için vücut ağırlıkları artar. Çok yağlı, tuzlu ve tatlı tüketiminden kaynaklı vücut yağ oranları artmakta ve insülin hormonu işlevini yeterli miktarda yerine getirememektedir. İnsülin hormonu yetersiz kaldıkça glikoz hücre içine alınamaz ve vücut yeni besin tüketimi için sinyal yollar ve bireyler bu sinyali genellikle tatlı tüketimiyle karşılamaya çalışırlar.
Yapılan araştırmalar diyabet tanısı alan bireylerde glisemik kontrolün daha zayıf olduğu ve bunun hedonik tüketimle daha fazla ilişkili olduğu görülmüştür.
Sosyal Medya ve Hedonik Açlık Açlığı Tetikler Mi?
Sosyal medyada maruz kalınan fotoğraf veya videolar hedonik tüketimi tetiklemektedir. Özellikle de restoranların yemeğin hazırlanma sürecini ele aldığı videolar, yemeğin sadece fotoğrafını görmeye kıyasla hedonik tüketimi daha fazla tetiklemiştir. İnfluencerlerin yeni bir yeni ve bilinmeyen bir yiyeceği tüketmesi, restoran önerileri ve oralarda hazırlanan yiyeceklerin sunum şekillerinin kayda alınması da bireyleri tetiklemektedir.
Adet (Menstrual) Döneminde Hedonik Açlık Artar Mı?
Adet döngüsü boyunca farklı hormon seviyeleri, beslenme davranışının hedonik bileşenini önemli ölçüde etkilemektedir. Adet döngüsü şu şekilde 3 evreye ayrılabilir: âdet kanaması veya erken foliküler evre (1-4. günler), yumurtlamaya kadar süren geç foliküler evre (5-15. günler) ve luteal evre (16-28. günler). Kadınlar, iştah ve toplam enerji alımındaki artışlarla tutarlı olarak, luteal evrede artan gıda isteğine eğilimli olabilir ve bu evrede yüksek yağlı gıdalar için daha fazla istek duyabilirler. Bu yiyecek istekleri artan enerji ihtiyacı ile ilişkili olabilir.
Hedonik Açlık ve Yeme Bozuklukları İlişkisi
Hedonik açlık durumunun varlığı, yeme davranışı bozuklukları ile ilişkili olacağı düşünülmektedir. Özellikle hedonik açlık arttıkça tıkınırcasına yeme sendromu gibi yeme davranışı bozukluklarının gelişebileceği ve obeziteyle sonuçlanabileceği bildirilmektedir. Sonuç olarak bu çalışmadan elde edilen sonuçlara göre hedonik açlık ile yeme davranış bozuklukları arasında ilişki olduğu ve obez bireylerin hedonik açlık ve yeme davranış bozuklukları açısından normal vücut ağırlığına sahip bireylere göre daha riskli olduğu görülmüştür.
Hedonik Açlık ve Psikiyatrik Bozukluklar
Modern beslenme ortamı, bireyin üzerindeki baskı ve hedonik açlık arasındaki ilişkiye katkıda bulunabilmektedir. Genel anksiyete ve bu semptomlardaki değişikliklerin hedonik açlığı artırdığı belirtilmiştir. Besinler olumsuz duygularla başa çıkmak için tüketildiğinde zamanla o yiyeceğe karşı aşırı duyarlılık oluşmaya başlar. Obsesif kompulsif semptomların ve hedonik açlığın zaman içerisinde eşzamanlı olarak izlenmesi, besine yönelik saplantılı ve aşırı duyarlılık geliştiğini göstermektedir.
Hedonik Açlığı Etkileyen Hormonlar Nelerdir?
Beyin ödül merkezinde en önemli nörotransmitter dopamindir. Lezzetli yiyecekler dopamin (DA) salınımını uyarmakta ve beslenme motivasyonunu etkilemektedir. Obez bireylerin düşük dopamin seviyesini normal düzeye getirmek için aşırı beslenmeye yöneldiği düşünülmektedir.
Ghrelin, temel olarak mide fundusundan salınan peptit hormondur. Oreksijenik sinyal olarak görev yapar ve yeme davranışını artırır. Grelin besin tüketiminin daha çok yağlardan yapılmasını tetikler.
İnsülin, leptin ve beyin kaynaklı nörotrofik faktör (BDNF), hedonik açlığın düzenlenmesinde yer alan endojen faktörlerdir. Hedonik açlığı engelleyebilecek ve besin alımını azaltabilecek hormonlardır.
Hedonik Açlıktan Nasıl Kurtulabiliriz?
- Fazla kilolu ve obez bireyler zayıflayıp ideal kilolarına yaklaştıkça hedonik tüketimden uzaklaşabilir.
- Yeterli miktarda ve akşam daha erken uyumaya özen gösterebilirsiniz.
- Yeterli sıvı tüketimi midede doygunluk hissi oluşturacağı için besin tüketiminin azalmasına yardımcı olabilir.
- AVM veya restoranların çok fazla olduğu mekanlarda çok fazla gezinmek tok olsanız bile iştahınızı kabartarak bir şeyler yiyip içmenize neden olabilir.
- Psikoloji olarak normal, sağlıklı sayılmayacak düzeyde hissetmiyorsanız psikoloğa başvurarak bu durumunuza çözüm arayabilirsiniz. Aksi takdirde duyguları bastırmak amacıyla daha fazla ve yoğun kalorili besinleri tüketme ihtimaliniz artar.
- Sosyal medya veya çevrimiçi ortamlarda özellikle de akşam vakitlerinde yemek fotoğraf veya videosu paylaşan hesapları takip edip izlemek sizi tok olsanız bile yemeye yönlendirebilir.
- Kadınlar adet(regl) dönemlerinde sağlıklı yağ ve karbonhidrat kaynaklarını tüketerek glisemik kontrol sağlar ve böylece aşırı tatlı, yağlı ve tuzlu gıdalara olan yönelimleri azalabilir.
- Bazı vitamin mineral eksiklikleri herhangi bir besine karşı fazla istek duyulmasına sebep olabilir. Çikolata, kırmızı et, peynir, tatlı gibi keskin tatlara olan aşırı istek ve yönelim genellikle altta yatan vitamin mineral eksikliğiyle bağlantılıdır.
- Renk, doku, koku gibi besinlerin cezbedici özellikleri hedonik tüketimi artırabilir. B konuda farkındalık oluşturup markete, pastaneye veya AVM tarzı merkezlere giderken tok olmaya özen gösterilmelidir.
Özet
Bazen yemek yemek için aç olmaya gerek yoktur. Kişiler tokken bile sırf lezzetli olduğu ve haz aldığı için bir şeyler yiyip içebilir. Bu tüketim şekli hedonik tüketimdir. Hedonik tüketim eğlenceli gibi duruyor olsa da sağlığı riske atabilecek sebepler doğurmaktadır. Hedonik tüketime engel olunmazsa obezite, kalp hastalıkları, depresyon, diyabet, yeme bozuklukları gibi sağlık problemlerine neden olur. Bu konuda bilinçlenip farkındalıklı adımlar atılması gerekir.