Kardiyovasküler hastalık (KVH), dünya çapında tüm ölümlerin neredeyse %30'unu temsil eder. Ayrıca batı ülkelerinde önde gelen ölüm nedenidir. Ülkemizde de görülme oranı artmaktadır. Mevcut kalp hastalığına sahip olan bireyler veya oluşmasını engellemek isteyenler için kalp hastalıklarının ne olduğu, nedenleri ve önlemek için hangi besin bileşenlerine dikkat etmeleri gerektiğinden bahsettim. Keyifli okumalar.
Kalp Damar Hastalıkları Nedir?
Kalp damar hastalıkları, kalp, beyin, karaciğer, böbrek gibi vücudumuzdaki tüm organlara kan götüren damarlarda meydana gelen daralma, tıkanma veya kireçlenme sonucu oluşan hastalıklardır. Kalp krizi, felçler, yüksek kan basıncı (hipertansiyon), angina (göğüs ağrısı), kan dolaşımı bozukluğu ve anormal kalp atışları başlıca kalp hastalıklarıdır.
Genetik yatkınlık kalp hastalıklarının önemli bir nedenidir. Fakat birçok insan için diğer risk etmenleri önemli rol oynamaktadır.
Kalp Damar Hastalıklarında Risk Faktörleri Nelerdir?
- Ailede kalp hastalığı öyküsü olması
- Kadınlarda ≥ 55 , erkeklerde ≥45 yaş üstünde olmak
- Yüksek kan basıncı (hipertansiyon/ kan basıncının 140/90 mmHg’nin üzerinde olması)
- Sigara içmek
- Şeker hastalığı( Diabetes Mellitus)
- Obezite
- Düşük HDL kolesterol (<40 mg/dl)
- Yüksek kolesterol (>200 mh/dl ) ve LDL kolesterol ( >130 mg/dl) seviyelerinin olması
- Fazla alkol tüketmek
- Doğum kontrol hapı hapı kullanımı(sigara içiliyorsa)
- Menopoz, özellikle erken menopoz
- Stres
- Düşük fiziksel aktivite
Kardiyovasküler Hastalık Nedenleri Nelerdir?
- Aşırı sodyum alımı
- İşlenmiş gıda tüketimi
- Rafine şeker tüketimi
- Trans ve yüksek miktarda doymuş yağ tüketimi
- Düşük sebze-meyve tüketimi
- Kepekli tahıllar, kurubaklagiller gibi yüksek lifli gıdaları az tüketmek
- Yağlı tohumların düşük tüketimi
- Egzersiz yapmamak
- Aşırı kilo ve obez olmak
- Alkol tüketmek
- Sigara kullanımı
Kalp Hastalıkları ve Beslenme İlişkisi
- Meyve Sebze Tüketimi:
Meyve ve sebzeler, yapısal ve fonksiyonel özellikleri büyük ölçüde değişebilen hem çözünür hem de çözünmeyen lifler açısından çok zengindir.
Çözünmeyen lifler, tokluk hissini artırarak kalori alımının azalmasına katkıda bulunur. Çözünür lifler, gastrik boşalmayı yavaşlatır, bağırsaktan geçiş süresini uzatır, glikoz ve insülin stabilizasyonunu sağlamaya yardımcı olur ve diyetle alınan kolesterolün emilimini azaltır.
- Zeytinyağı:
Zeytinyağı hem hipertansif hem de hipertansif olmayan bireylerde kan basıncını düzenler. İnflamasyonu azaltır.Oksidatif stresi azaltır.
- Yağlı Tohumlar:
Yer fıstığı ve ceviz ile yapılan çalışmalarda KVH’ ye bağlı morbidite ve mortalitede azalma görülmüştür. Fındık tüketimi ile de kilo verme, LDL seviyelerinin düşmesi, insülin direncinde iyileşme, hipertansiyonda düşme ve antiinflamatuar etkiler görülmüştür. Elbette çiğ olarak tüketmek önemlidir.
- Mikrobesinler:
Mg, Zn, Se ve vitamin C ve E, D gibi diyet antioksidanlarının diyette yeterli tüketilmesi antiinflamatuar etki göstererek daha düşük kalp hastalığıyla ilişkilendirilmiştir.
- Omega-3 yağ asitleri:
Gıda, üç ana aktif formda omega-3 yağ asitleri içerir: eikosapentaenoik asit (20:5 omega 3, EPA), dokosaheksaenoik asit (22:6 omega-3, DHA) ve alfa-linolenik asit (18:3 omega-3, a-ALA). Çoğunlukla somon, ton balığı ve sardalya gibi soğuk sularda yaşayan balıklarda bulunabilir. Günlük önerilen omega-3 yağ asitleri alımı 250 mg ila 1 g EPA ve DHA arasında değişir. LDL kolesterol seviyesini düşürür ve antiinflamatuar etki gösterir.
- Likopen:
Likopen, domates, papaya veya karpuz gibi kırmızı renkli meyve ve sebzelerde bulunan lipofilik ve doymamış bir karotenoiddir. Likopen LDL seviyelerinde düşüş, damar daralmasını önleme ve kan akışınını düzenleme gibi görevlere sahiptir.
- Fitosteroller
Fitosteroller, bitki sterolleri ve bitki stanollerine bölünebilen, bitki kaynaklı gıdalarda bulunan biyoaktif bileşiklerdir. Fitosterollerin gıda kaynakları arasında bitkisel yağlar, özellikle mısır (909 mg/100 mL), ayçiçeği (411 mg/100 mL), soya fasulyesi (320 mg/100 mL) ve zeytin (300 mg/100 mL); badem gibi yağlı meyveler (183 mg/100 g); buğday tohumu (344 mg/100 g) ve buğday kepeği (200 mg/100 g) gibi tahıllar; ve ayrıca çarkıfelek meyvesi (44 mg/100 g), portakal (24 mg/100 g) ve karnabahar (40 mg/100 g) gibi meyve ve sebzeler yer alır.
Düzenli tüketimiyle birlikte bağırsaktan %30 kolesterol emilimini azaltır ve %8-10 LDL kolesterolü düşürür. Yaklaşık 2 g/gün miktarında fitosterol alımını önermektedir
- Polifenoller
Besin kaynakları meyve ve sebzeler, kırmızı şarap, siyah ve yeşil çay, kahve ve çikolatanın yanı sıra fındık, tohumlar, otlar ve baharatlardır. Bağışıklık düzenleyici ve inflamasyonu azaltıcı etkileri vardır. Aterosklerozu önler.
- Melatonin:
Melatonin, esas olarak epifiz bezi tarafından sentezlenen bir nöroendokrin hormondur. Melatonin açısından zengin besinler, tavuk, kuzu, domuz, inek sütü, çilek, domates, zeytin, üzüm, şarap, tahıl ve kiraz gibi hem hayvan hem de bitki kaynaklı çeşitli gıda bileşenlerini içerir. Araştırmalar melatoninin miyokardiyal iskemi-reperfüzyon hasarı, ateroskleroz, hipertansiyon, kalp yetmezliği, ilaca bağlı miyokard hasarı, pulmoner hipertansiyon, damar hastalıkları, kalp kapak hastalıkları ve lipid metabolizması dahil olmak üzere çeşitli kardiyovasküler hastalıklarda önemli bir rol oynadığını göstermektedir.
- Süt ve Az Yağlı Süt Ürünleri
Hipertansiyonun önlenmesine katkıda bulunur ve felç riskini, potansiyel kalp hastalıklarını azaltır.
Sonuç Olarak
Diyet ve kardiyovasküler sağlık arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Kalp-sağlıklı bir diyet, lif ve biyoaktif bileşikler açısından zengin olan meyve ve sebzeleri içermelidir. Çiğ yağlı tohum veya balık gibi omega-3 yağ asitleri açısından zengin besinler bu diyetten eksik edilmemelidir. Böylece hastalıklar zamanla iyileşir veya oluşması önlenir. Şuradan kalp damar hastalıkları ve beslenme diyeti hizmetimize göz atabilirsiniz.
Yazımızı beğendiyseniz veya daha fazla bilgi almak istiyorsanız sosyal medya hesaplarımızdan bizlere ulaşabilirsiniz.